Türkiye’nin virüs pandemisiyle mücadelesi ilk günden itibaren artarak devam etmektedir. Devletin tüm kurumları salgın mücadelesiyle etkin şekilde gayret sarf ederken milletimizin bir kısmı mücadeleye dahil olmuş diğer kısmı ise dahil olmamıştır.

1 Temmuz 2021 tarihine kadar virüs salgın seyri Sağlık bakanlığı ve Bilim Kurulu üyelerimizin üstün gayretiyle minimum seviyeye gerilemiş, tüm sağlık ve ekonomik göstergeler pozitif bir görünüm kazanmıştı. Tabi ki bu başarı devlet ve millet iş birliğiyle elde edilmişti. Daha iyi duruma gidecekken aşı kampanyasına katılmayan 20 milyonun üstünde duyarsız insan olduğu anlaşılmıştır. Bu yirmi milyonun üstündeki insanlar aşı olmaya neden direniyorlar? Bu aşı karşıtı insanların hangi akla hizmet ediyor? Bu insanların bir kısmı cahil virüsün varlığına inanmayanlar…Bir kısmı okumuş üniversite mezunu ama algı ve anlayışı oldukça kıt olanlar…Bir kısmı doktor olmuş ama sırf ideolojik bakış açısıyla yaşanan pandeminin adete bitmesini istemeyen art niyetliler….

Eğer pandemi bitmez ise bunun sorumlusu ne Sağlık Bakanlığı nede Bilim Kurulu olamaz. Çünkü devlet ve kurumları üzerine düşenleri fazlasıyla yapmıştır. Evet bu salgının sürdürülmesinde hem de geometrik olarak katlayarak artış göstermesinde hata tamamen duyarsız ve bilinçsiz aşı karşıtlarıdır…Pandemide zafere tam ramak kalmıştı ki bu bilinçsiz, bilgisiz ve art niyetli milyonlarca aşı karşıtları bu zafere çomak sokmuştur. Bu aşı karşıtları yüzünden Pandemiyle mücadelemiz tekrar başa dönmüştür.

Şu anki pandemideki vaka sayısının tekrar 20 binlerinin üzerine çıkması, ölü sayısının tekrar 3 basamaklı sayılara ulaşmasında aşı karşıtların rol aldığı Tıp doktorlarınca dile getiriliyor…Bizler ülke olarak sonbahara bu şekilde girersek bu sayılar kat ve kat artacak…Bu sayısal artış neticesinde tekrar kapanmaya gidersek milyonlarca ilk öğretim öğrencileri, ortaokul ve lise öğrencileri, üniversite öğrenciler mağdur olacak…Esnaflar, Turizm sektörü, üretim yapan her kurum kısacası Türkiyenin ekonomisi, eğitimi, telafisi zor bir sürece girecek… Peki bunun nedeni kimler? Tabi ki aşı karşıtları…Yani bunun Türkçesi bir nesil kayıp olacak hey aşı karşıtları…

Türkiye’deki tüm siyasi parti liderleri, STK’lar, Medya, tüm etkili kesimler aşı kampanyasını sahiplenip aşı karşıtlarını aşı olmaya davet etmelidirler… Bu virüse karşı mücadele aynı cephedeki savaşta olduğu gibi Kuvâ-yi Milliye ruhuyla mücadele edilmelidir. 

Bu pandemiyle mücadelenin ana unsurunu aşı oluşturmaktadır. Bir çok ülke ve milletler aşıya ulaşamaz iken devletimizin aşılama kampanyası başlatmış artık vatandaşın ayağına gelmiştir. Sağlık bakanı ve tüm personeli sırf bu virüs salgınlarıyla başarılı olalım, tekrar içe kapanmayalım halkımız ve ekonomimiz tekrar zeval görmesin diye aşı kampanyasının başarılı olması için her enstrüman kullanılmıştır lakin şimdi karşımızda önemli bir kitle var hem de 20 milyondan fazla bir kitle…Bunlar aşı karşıtları, vicdansız ve fütursuz bana göre de vatan hainleridir. Çünkü bu aşı karşıtları aşı olmayarak virüslerin değirmenine su taşımaktalar. Virüsün daha da yayılmasına pandeminin daha da uzamasına neden olacaklar…

Bugün 15 ağustos 2021 ÖSYM’nin öğretmenlik atama sınavı vardı, bizler pandemi kurallarına dört dörtlük uyarken toplumun bilinçli kesimi içeresinde değerlendirilecek bu kitlelerin büyük çoğunluğunun aşı yaptırmadığına şahit oluyoruz…Yine KPSS, DGS, ALES, YÖKDİL gib bir çok sınavına girenlerinde üniversite mezunu olduğunu biliyoruz bu topluluktaki aşı yaptırmayanların oranı oldukça yüksekti…Benzer durum  Bakın bu kitle güya toplumun en bilinçli kesimini oluşturacak… Bu tablo gerçekten üzerinde ciddi şekilde düşünülmesi gerektiğini gösteriyor… Okumuş, bilinçli insan böylesine aşı karşıtlığı yapıyorsa okumamış cahil kesime söyleyecek sözüm yok kardeşim…Sözün bittiği yerdeyiz… Şimdi gelelim Türkiye’de aşı karşıtlarına, bunların sayısı 20 milyondan fazla… bu aşı karşıtlarına söyleyecek çok sözüm var… Bu aşı karşıtları şunu unutmasın! Tüm Türkiye’nin vebaline giriyor, Milletin hakkını gasp ediyor, Neslimizin istikbalini de tehlikeye atıyorlar! Kısacası toplumun her kesiminin istikbalini ve istiklalini tehdit ediyorlar. Aşı karşıtları unutmasınlar! Toplumda ki her bireyin hayatını çalıyor, kul hakkına giriyorlar, ülke ekonomisini, turizmini, üretimini, eğitimini kısacası ülke hayatını felç ediyorlar.

Bu kadar ağır vebali taşıyabilecekler mi? Bu aşı karşıtların profiline bakacak olursak cahil kesimler, ilginçtir üniversite mezunlarından da azda olsa bunlara dahil, profesörlerden tutunda Tıp doktoruna varıncaya kadar, mürekkep yalamışlardan siyasilere kadar uzanan geniş bir yelpazeden bahsediyoruz.

Aşı karşıtlığının altında yatan nedenlerden biri aşı hakkında anti propaganda yapanlar, bunlardan özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da halkın büyük bir çoğunluğu bu aşılar kısırlığa neden oluyor vesvesesine inananların çoğunlukta olması…Tabi ki bu vesveseye inanan insanlardan  Orta Anadolu, Akdeniz, Ege gibi bölgelerinde de var… Sevgili vatandaşlar aşıların kısırlığa neden olmadığıyla ilgili yüzlerce Tıp uzmanları tarafından yapılmış araştırmalar var, açıklamalar var bilim insanına inanmayacaksınız ama vesvesecilere inanacaksınız pes doğrusu! Bu aşı karşıtların bir çoğu da çip palavrasına inanıyor olması ne kadar traji komik…Diğer kesimler şuursuz ve ön yargılı insanlar, bunlar ki doktorların ve bilim insanların açıklamalarına pek inanmazlar…Bir kesim var ki bunlar en tehlikelisi, bunlar bilinçli ve değişik maksatlara hizmet eden okumuş kişiler….Bir kesim var ki sırf hükümet salgınla mücadelesini akamete uğratmak uğruna yapıyorlar…Ne kadar acı ve acınak bir durumdayız değil mi? (!).

Bu pandemi sürecinde sadece devlet eliyle alınan tedbirlere bağlı değil aynı zamanda millet olarak, fert olarak bizlerinde bu tedbirlere en üst seviyede uymamız gerekir! 2.doz aşı oranı hala hedeflenen oranın çok altında lütfen aşı olalım…

Hey aşı karşıtları silkelen ve kendine gel! Yapmayın lütfen kendimize, sevdiklerimize hatta neslimize yazık ediyorsunuz! Çocuklarımızın istikbali ile oynuyorsunuz yapmayın Allah aşkına!

Aşı karşıtlarının bilimle, mantıkla ikna olacağı yok o zaman ne yapmalıyız?

Sağlık bakanlığı ve diğer kurumlar mecburen radikal karar almak zorundadır. Bu kararların örneği Avrupa ülkelerinde de uygulamaya başlanmıştır. Aşı karşıtlarını ikna için en ideal yöntem; bu zatlara kısıtlamalar getirilmelidir…Mecburen Türkiye olarak eğitim-öğretimin başlayacağı eylülden önce çift doz aşı olmayan 15 yaş üstü kişilerin okullara ve üniversitelere alınmayacağı kararı derhal alınmalıdır. Bu aşı işini gönüllülük esasına bırakırsak hata yapmış oluruz…

Bu virüsler ile mücadelede başarının tek yolu var oda çift doz aşı, maske, mesafe ve hijyen…

Türkiye Futbol Federasyonunu takdir ediyorum… Çift doz aşı yaptırmayanları stada almıyor çok yerinde bir uygulama… Bu örneklerin acilen çoğalması gerek… Aşı karşıtlarına derhal kısıtlamalar getirilmelidir…Bunlar için ilk uygulamalardaki gibi şehirler arası ulaşım, AVM, Eğlence merkezleri (Sinema, Tiyatro vb.), Özel sektörler, ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim Kurumları, Dershaneler, Özel Eğitim kurumlarına girişleri yasaklansın. Gerekirse ev hapsi gibi bir çok kısıtlamaları bu aşı karşıtları için tekrar getirmelidirler. Bu aşı karşıtları çift doz aşı yaptırıncaya kadar bu kurumlara alınmamalı…. Böyle bir uygulamayla hem aşılamada ki istenen orana ulaşılır hem de aşı yaptırmış kişilerin haklarına saygılı olmayı öğrenirler.

Bu aşı karşıtlarına tam izolasyon uygulanmalı yoksa pandemideki başarı akamete uğrayacaktır.  Aksi halde bu pandemi uzadıkça uzayacak…