Kendisi  Tokat’ın Zile’sine bağlı Çeltek köyünden olan Cahit Külebi der ki bir şiirinde:

.

“Yurdumuz uçsuz bucaksız,

Gökte yıldız kadar köylerimiz var.

Ama uzak, ama harap, ama garipsi…

Alın benim gönlümden de o kadar.”

.

Gökteki  yıldız kadar köyümüz var mı? Bir zamanlar kırk bin küsür köyümüz olduğu söyleniyordu. Şimdi bu sayı nerelerde bilmem. Bildiğim bir şey varsa bu köyler harap, viran, garipsi. Terkedilmiş mekanlar…Ah asri gurbet! Sen ne zalimsin…

.

Elimdeki kitap işte bu köylerimizden birini anlatıyor. Adı da çok manidar: “Anadolu’da Bir Nokta” Büyük başlığın altında “Yozgat/Merkez Köçekkömü Köyü”

Kitabı Celal İlhan hazırlamış. Gelenekleri, görenekleri, anıları, öyküleri ve nüfus yapısıyla Köçekkömü yü anlatmış Celal İlhan.

.

Kitap, Köçekkömü Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği yayını. Yayın yılı 1999. Tam tamına 258 sayfa.

Celal İlhan kitaba “Merhaba…” ile  başlıyor ve şöyle diyor: “Bu kitabı okuyan çevre köylülerimizin ‘Biz niye böyle bir kitap yazmayalım’ diye düşüneceklerini, birbirimize bakarak, özenerek köy yaşamı ve geçiş dönemleriyle ilgili özgün eserlerin yazılabileceğine inanıyorum.”

Celal İlhan, böyle bir yönlendirmeyi kışkırtmak için kitabın adını “KİTAPLI KÖY Köçekkömü Köyü” koymayı ciddi ciddi düşünmüş.

.

Kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde gelenek ve görenekler, anılar, iz bırakanlar öne çıkarılmış. İkinci bölümde Köçekkömü’nün nüfus yapısı 200 yıl geriye giderek incelenmiş. Kitabın sonunda bazı grafik ve fotoğraflara yer verilmiş.

.

Celal İlhan bu çalışmayı yaparken köylülerinden ellerinde bulunan fotoğraf, bilgi, belge, anı ne varsa kendisine ulaştırılmasını istemiş. Bu çağrıya kendiliğinden bir dönüş olmamış. Kitaptaki  belge ve anıların bir kısmı bir kolektif çalışma sonucu bir dolu insanın çeşitli düzeyde katkılarıyla toplanabilmiş.

O anılardan birini birlikte okuyalım:

.

Köçekkömülü Nizamların Hüseyin Onbaşı. Uzun boylu. Boyu iki metrenin üzerinde. Beline geniş, renkli bir kuşak sarar. Sağ elini kuşağının arasına sokar. Hiç acelesiz, ağır aheste yürür. Hızlı yürüdüğü, yel yepelek gittiği görülmemiştir. Boyundan dolayı diğer insanlara kuş bakışı bakar. Ama tepeden bakmaz… Alçak gönüllü, sevecen, sıcak kanlı, esprili biri. Sevilir, sayılır.

Biz burada sözü Celal İlhan’a bırakalım:

“Bir gün Hüseyin Onbaşı güzden ektiği arpa tarlasını kontrole gider. Bir de ne görsün? Arpa ne yemiş, ne içmiş. Kıtlıkta telef olmuş bebeler gibi yere yapışıp kalmış. Üzüntü içinde kendi kendine:

-Hey kurban olduğum Allah! Bi benim boyuma bak. Bi de bana layık gördüğün şu arpanın boyuna bak.

Arpa nerde, Hüseyin nerde? demekten kendini alamaz.”(s.107)

.

Kitaptan Köçekkömülü Celal Zeran’ın” Kötü Gidiş” adlı şiirini de alıntılıyorum:

.

“Tuzsuz sarma, sası sası kokuyo

Bizim avrat almaz almaz bakıyo

Tatlı yasak dostlar, şeker çıkıyo

Bilmem ki bu gidiş nere varacak

.

Kolesterolüm var dostlar, yağlı yiyemem

Başım döner, kimselere diyemem

Köyden geldim ben şehire uyamam

Bilmem ki bu gidiş nere varacak

.

Sovanla çökelik istedi canım

Söylesem halime gülecek hanım

Bir dürüm yeseydim, çıkmadan canım

Bilmem ki bu gidiş nere varacak

.

Hanım gelmiyordu, zorla getirdim

Üç ay sonra geri köye götürdüm

Çok sıkıldım, ben ömrümü bitirdim

Bilmem ki bu gidiş nere varacak

.

Çocukların hepisi de gurbette

Telefon kesildi, kim girdi hatta

Dostlar dertli Celal böyle bir dertte

Bilmem ki bu gidiş nere varacak”(s.92)

.

Celal İlhan’ın emeğine sağlık. Çok emek vermiş. Böyle bir eser meydana getirmek kolay değil. Zoru başarmış Celal İlhan.

Ben de köyüm Oğulcuk’la ilgili bir dosya hazırlıyorum. Celal İlhan’a bir ileti yazdım. Kitabını gönderdi sağ olsun. Yol ve yöntem olarak bu kitaptan istifade edeceğim. Oğulcuk da "Kitaplı köy" olacak inşallah. Maddi kaynak bulabilirsem...

Celal İlhan'a en kalbi duygularla teşekkür ediyorum.