TÜRKİYE 2001 krizinde olduğu gibi şimdide ona benzer ekonomik krizle mücadele ediyor.

2001 yılında yaşanan kriz nedeniyle koalisyon hükümeti istifa etmiş ortak olan partiler barajın altında kalarak Ak Partiyi büyük çoğunlukla iktidar yapmıştı!

Şimdi bu krizinden zarar görmeyen kimse kalmadı. Bu krize Korona virüs veya uluslararası kriz diyebilirsiniz.  Yaşadığımızın adı aynı zamanda ekonomik kriz.  Başta CHP, İyi parti ve küçük partilerin seçim çağrıları da bundan kaynaklanıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu eski CHP gelenekçi zihniyetten kurtarmak için bazı adımlar attı. Son olarak ta Vatandaşlarla helalleşme fikrini öne attı. Bu hamlelerde hep tuttu, halk nezdinde artık o CHP değil yeni CHP ye yol açarken geçtiğimiz hafta. CHP meclis grup başkanı vekili Özgür Özel’in okul öncesi Kur’an kursu hakkında “orta çağ zihniyeti “diye 28 Şubat’ı hatırlatması CHP nin hala eski zihniyette olduğu düşüncesini kuvvetlendirdi. Kamuoyu araştırmalarına göre AK Partide görülen bir miktar düşüş CHP oylarında hiçbir kıpırtı gözükmüyor. Oy oranları yerinde sayıyor. İyi parti ise CHP nin müttefiki olması nedeniyle bir miktar yükselme var. Diğer küçük partiler de ise gözle görülen bir yükseliş yok. Bunun yanında Kararsız oyların artığı gözlenmekte. Eğer CHP bu şekilde halkın hassa çizgisine dikkat etmez dokunurlarsa…

73 yıl sonra gelen şansını da bu şekilde heba etmiş olur. Eğer bu şekilde devam ettiği takdirde Ak partiden boşalan boşluğu kararsızlar CHP oyunu vermeyeceğine göre yine en iyisi bizim partimiz diye AK Partiye oylarını atabilir.

Daha öncede Suriye ve Ortadoğu tezkeresinde hayır oyu vermesi de İktidar partileri tarafından çok konuşuldu. Şimdide Kuran kursu meselede yarın seçim alanına girildiğinde çok büyük malzeme olarak kullanacaklardır. Çünkü: Karşılarında halkın nabzını tutan ve Türk siyasetini çok iyi bilen siyasetçi Var; Erdoğan. Tezkere hem de Kuran kursu hakkında “ortaçağ zihniyeti “demesi CHP için bir talihsizliktir. Bunları zamanını geldiğinde çok iyi kullanacak olan bir Lider var. Eğer artıyı göz önüne almayıp bunlar hala eski zihniyetler demelerine kapı açılırsa sonuç da yine hüsran olabilir...

Bu konuda birçok siyasi parti liderleri konuştu. Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan adını da vererek “Malum parti grup başkanvekili adeta 28 Şubat jargonuyla birtakım düşünceler söylemiştir. Bu açıkladığı düşünceler aslında CHP’nin genetik özelliklerinin bir tezahürüdür ne kadar makyaj yapsalar de ne kadar kıyafetlerini değiştirseler de de doğuştan gelen genetik özelikleri değişmiyor. Her hangi bir fırsat bulduğunda tekrardan gün yüzüne çıkıyorlar” dedi.

Bu konu devamlı basın ve sosyal medyada gündemde... Eğer Millet ittifakı hata yaparsa bunun bedelini sandıkta ağır öder. Demeleri de işte bundandır.

+++

Kemal Kılıçdaroğlu, laiklik ve rejim bekçiliği üzerinden siyaset yapan CHP’yi devlet partisi olmaktan çıkartıp vatandaşın partisi haline getirmeye, toplumla buluşturmaya ve son olarak herkesle helalleşmeye çalışıyor.

Zira ülkenin normalleşmesi, demokrasi rayına oturması, toplumsal uzlaşmanın sağlanması, kutuplaşmanın bitmesi, toplumsal gerilimin sona ermesi için CHP’ nin de normalleşmesi gerekiyor.

Birçok eleştiriyi üst üste koyduğunuz zaman; her halde parti disiplini öne çıkıyor.

Bu yaşananlar Kılıçdaroğlu’nun işini zorlaştırıyor.

Siyasi partiler demokrasinin olmazsa olmazıdır. Muhalefet ’in güçlü olması, ülkenin gününe ,yarınına ve geleceğine katkı sunacaklardır.