Adam kelimesi bizde insana eş anlamlı olarak kullanılır ki daha önce bu konuda bir yazı kaleme almıştım. Has ise bozulmamış, orijinal, mükemmele örnek kişi diye tanımlanabilir. Esasen, has öz demektir. Örnek tam ayar altına has denildiği gibi. Sözlüğe baktım, katışıksız en iyi cins anlamında kullanılıyormuş.

Bu kadar girişten sonra, şimdi adamın hası nasıl olur, ya da çevrenizde kimler has adamdır, bir iki örnek aklınıza gelmiştir.

Bu konuya şunun için girdim, cumartesi sabahı televizyonda bir bilim insanı, dini konularda söyleşi yapıyordu, konu dinde reform, güzel şeyler de anlattı ancak, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’den bahsederken, sadece Muhammed’in getirdikleri cümlesini kullandı. Yani bir ilahiyatçı ya da bilim adamına bu ifadeyi hiç yakıştıramadım. Düşündüm, kendi kendime bilimin kimi insanları kibirleştirdiği kanaatine vardım. Tıpkı makam ve servet gibi…

Şimdi adamın hası nasıl olur? Var mı? Varsa kimlerdir konuyu biraz açalım.

Bana göre adamın hası tevazu sahibi olur, o kibirden uzaktır. Cömerttir, olgundur, güzel ahlaklıdır. Dikkat buyurun! Şeytanı, şeytan yapan kibirdir. Kimin kalbinde hardal tanesi kadar kibir varsa, asla cennete giremeyecektir! Bu da Allah’ın(cc)hükmüdür!

LOKMAN’IN OĞLUNA SESLENİŞİ

"İnsanlara yüzünü çevirme! Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü Allah büyüklük taslayan ve böbürlenen kimseyi sevmez. Yürüyüşünde dengeli ol, sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, merkep sesidir." [Lokman S.18/19]

Lokman, bir önceki ayeti kerimede oğluna, kötülükten sakındıran davetçi olmasını zikrettikten sonra bu ayeti kerimede de davetçinin en önemli vasfına, mütevazı olmaya dikkat çekti. Ve oğlunu kibir ve kibrin özelliklerine karşı uyardı.

Mütevazı olmak, medeniyet ahlakının temel taşıdır. Tam zıttı olarak kibir, büyüklenmek, karşıdakini küçümsemek, zillet ve cehalet ahlakının temel taşıdır. Kibir ehli olanlar, kendini başka yerlerde gören insanlar, bu davaya hizmet edemedikleri gibi bu davada yer almaları da imkânsızdır. Şeytanı Rabbine kulluk ve hizmet etmekten uzaklaştıran, kibirden başka bir ahlak mıdır? Şeytanı, İslam'a ve Müslimlere karşı düşman kılan, kendini büyük görmesinden başka bir ahlak mıdır?

Allah, kibirli insanları sevmez. Lokman: "Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez." diyerek, oğlunu kibir ve alametlerine karşı dikkatli ve hassas olması için korkutmuştur.

Peki, neden Rabbimiz kibirli kimseleri sevmez?

Çünkü kibir ehli, Allah'ın hakkına müdahale etmektedir. Büyüklenmeyi ve büyük olmayı hak eden sadece, Allah'tır. Her şeyin Malik'i ve Hükümran'ı Allah ise kebir olmayı da hak eden odur. Kibir ehli olan insan, aslında Allah'ın mülkünde kendini ve kendi saltanatını kurmaya çalışmakta ve sadece kendisinin ön planda olmasını istemektedir. Bu Rabbimizin hoşlanmadığı ve sevmediği kötü amellerdendir.

Rabbimizin kibir ehli olan insanları sevmemesinin sebeplerinden biri kibir ehlinin, Rabbine karşı kulluk görevini yerine getirmekte zorlanması ve çoğu zaman kulluğunu ifa edememesidir. Şeytanın Âdem'e secde edememesinin, Karun'un Rabbine şükredememesinin sebebi kibir ahlakıdır. Kibir, insanı Allah'ın sevdiği ve hoşuna gittiği salih amellerden uzaklaştırdığı için Rabbimiz kibri ve kibir ehlini sevmez.”(Tevhid Dergisi)

Şimdi adamın hasının öncelikle toprak gibi tevazu sahibi olması ve kibirli olmaması gerektiğini söyledik. Hani alçak gönüllü deyimi var ya, işte öyledir adamın hası.

Sonra güler yüzlü ve cömerttir. Okur, irfan sahibidir. Verir, verdiğini kimseye belli etmez. İbadeti gizli yapar, gösterişten uzaktır.

Makam, para ve diğer zenginlikler onu değiştirmiş, kendisini başkalarından üstün görmez. Kısacası adamın hası Efendimiz(sav) gibi olur, olamıyorsa da, hata ve kusurlarını görür, gidermek için uğraşır, O’na(sav)benzemeye çalışır…

Adamın hası Kur’ani bir hayat yaşar, dediğim gibi yaşayamıyorsa da aczini, fakrını bilir ve boyun büker, gözyaşı döker ve emrolunduğun gibi dost doğru olur!

Kalın sağlıcakla.