2019 ömrümüzden iyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla büyük tecrübeler kazandırarak sona eriyor. Yazımın yayınlandığı gün sona ermiş olacak. Bir yıl dünyanın, güneş etrafında bir tur dönmesi esnasındaki süreyi kapsar. Her turda yıllar geçip gider. 2000 yılına yani milenyum çağına girdiğimiz yıl dün gibi ve şu an 20 yıl geçmiş 2020 olmuş. Yaşamımızda Rabbim ömür verirse belki birkaç yirmi yıl daha göreceğiz. Önemli olan kaç yıl yaşadığımız ya da geçirdiğimiz değil bu yılların biz de ve insanlığımızda nasıl izler bıraktığıdır.

İnsan karar vermeli yılları anlamlı kılan evrenin merkezindeki güneş mi olacak? Yoksa güneşin etrafında dönen gezegen, uydu ve meteor mu? İnsanoğlu yaradılış gereği yaratıcıdan sonraki en güçlü ve etkili güç kaynağıdır. Bu gücü harekete geçirdiğinde yani güneş olduğunda çevresindekileri yaptıklarından etkilenmez olumlu ve pozitif olmaya devam eder. Bu güç ki insanın yaptığına odaklandırır. Dışarıdaki insanlar ve diğer canlı/cansız varlıklar ne yaparsa yapsın o ışık olmaya ve ışık vermeye devam eder. Bu ışık oluş hali onun doğasının gereğidir. İnsanoğlu bu doğal özelliğini kullanır iken de seçimler yapar. Bizim insan kalmamızı sağlayan ya da sağlamayan olumlu ya da olumsuz, etkin ya da âtıl, sevmek ya da sevmemek, saygı ya da öfke, …vb. bunlar arasında seçimlerimizdir. Kaderimizi bu seçimlerimizin sonucunda belirleriz.

Güneş oluş halimizi devam ettirmek ya da ettirmemekte seçimlerimize bağlıdır. Güneş kaldığımızda çevremize ışık olmaya su olmaya hayat olmaya devam ederiz hiçbir şey beklemeden. Yıllar geçer etrafımızdakiler döndükçe,hayat buldukça biz ise sadece içimizde güneş olmanın paylaşmanın hazzını yaşarız.

O nedenle yıllar gelip geçer lakin onu değerli kılan bize ne katkısı ve tecrübesidir. Tecrübelerimiz bizi yaşamda güçlü ve etkin kılar. Bu tecrübeyle yaşamımız ve yaşamımızdakilerle iletişim kurar mutlu oluruz. İşte o zaman yeni yıl mutluluklar getirir. Yoksa yeni yıl pakette hediye olarak getirmiyor. Biz zihnimizi ve gönlümüzü yorarak geçen yıldan payımıza düşen tecrübeyi bir ortaya çıkarıyoruz. Bu tecrübeyi anlamlandırma şeklimizle iletişim kuruyoruz çevremizle o vakit belli oluyor yeni yılın güzel geçip geçmeyeceği, mutluluk getirip getirmeyeceği…

Bize gelen yıl getirmiyor mutluluğu, başarıyı, makamı, parayı, ...vb. gelen yıldan emanetlerimizi isteyerek talep ederek hazır olarak biz alıyoruz.

Mutlu olarak karşılayabilir isen yeni yılı umudun, beklentin, hayallerin ve hedeflerine kavuşuyorsun.

Karamsar şekilde karşılar isen yeni yılı hiçbir şey kazanmadan karamsarlıklarla tamamlıyorsun.

O nedenle ev sahibi biziz gelen her yıl misafir bizim etrafımızda bir tur 365 gün dönecek ve gidecek alması gerekenleri alarak bırakması gerekenleri bırakarak ne bırakır ise bıraksın onun değerini belirleyen bizim ona yüklediğimiz anlamdır. Güneş için bırakılan hediye olumsuz olsa da onu ışığı ile aydınlatır ve güzelleştirir. Bizimde 365 günlük süreçte yaşamımızda olanlar ne bırakırlarsa bıraksınlar bizim algılarımızla bizde yer edinecekler. Mevlâna Celalettin Rumi ne güzel söylemiş “Sen ne söylersen söyle senin söylediğin karşıdakinin anladığı kadardır.” diye. İnsan ilişkisinin anlamı aynen böyledir. Bir olay ya da olgu karşısında üzülmemizi ya da sevinmemizi sağlayan o olayları ve olguları nasıl anlamlandırdığımızdır.

Bu yıl bir karar alalım olayları olduğu gibi önyargılarımızdan arınarak değerlendirme konusunda göreceksiniz her şey olması gerektiği gibi olacak…

Güneş olduğunuzu unutmadan GÜNEŞ gibi davranın istediğiniz her şey olacak gereğini yaptığınızda

Mutlu ve Umutlu bir yıl dileklerimle…